20 Kasım 2012 Salı

Gözlük...

- Gözlük nereden gelir?
- Gözden.
- Göz nedir?
- Beş duyu organımızdan biri..
- Peki gözlük?
- Göz bozukluklarını düzeltmek için mercek denen camlardan yapılmış alet. Göze var birde..
- O ne demek ki?
- Su Kaynağı... Suyun çıktığı yer..
- Göz gözedir o zaman desene..
- Evet gözyaşlarımızın çıkış noktasını düşündüğümüzde göze denebilir.

Gözyaşı sudur. Su ise hayattır. Su yoksa hayat yoktur. Hayatın olmadığı yerde ise ölüm kol gezer. İnsan anne karnından terhis olmadan önce bile su hep vardır. fikir süzgecinden geçirip idrak etmek gerek bu kelimeyi. ve her ne kadar nisyan ile malul olsak ta zihnimize kazımalıyız o kutlu ayeti  '' biz seni bir damla sudan yarattık''

17 Kasım 2012 Cumartesi

KAĞIT KESİĞİ..

hani masa başında çalışmaya başlarsınız,
ve zaman geçer kaptırırsınız kendinizi öylece işe, güce
genellikle sağ tarafta bulunan müsvette kağıtlarda olur 
ama onların arasında pusuya yatmış tilki misali
avını avlamayı bekleyen bambaska bir kağıt vardır ..
siz işinize odaklanmış onunla meşgulken 
ya bir telefon çalar ya da ne bileyim bir şey 
yazmanız gerekir o an
ve uzatrsınız elinizi o kağıtlarra doğru
işte uzattıgınız anda inceden bir sızıyla iliklerinize kadar
acıyı hissedersiniz derin ve çok fenadır bazen gunlerdır gecmez
bazen acayip zonklar..
 bu durum çok kez gelmiştir başıma.. nasıl bir acıdır kağıt kesikleri ha bu durum bir de 
 zarfa para konduğunda da meydana gelir zarfın kapagını 
kaptmak ıcın yalamk gerekır, zarfı yapıstırcam derken dilinizin kenara kaymasıyla kağıdın dili kesmesi, acısı, kanaması, zonkaması... abbbooovvvvv....

Rahmetli Dedelerime..

İkisi de çıkmaz aklımdan.. babamın babası Alı Osman dedem ben kucukkken vefat etti.. ve çok özlerimm bir hayal gibi hatırlasam da.. yoklugunuda hıssederım ne var sımdı yasaydı dıye... meslegımı almısım elıme,  boyle gıttıgımde hedıyeler alsaydım ya sizlere sevındırseydım  bır cocuk gıbı ne vardı sankı... ama takdırı ilahı.. cok severdım Alı Osman dedemı ve halende ruyalarıma gırer.. konuşmaz durur öylece..''torun yandı fırın '' derdı... normal boyluydu..beyaz sakalları vardı.. gözlugu vardı dıger dedemın aksıne şapkası değil namaz takkesı olur ya onu takardı..kuşağı vardı bir de beline dolardı da dolardı.. üşüdüğü için kuşak taktığını söylerdi.. çok özlüyorum sizleri be dede hele seni keşke yaşasaydınn..:((  yakın zamanda kaybettiğim dedem Abdurrahman dedeme şimdiki söyleyeceklerim.. memlekete gittiğim zamanlarda elinde sigarası hiç eksik olmazdı mesela rahmetlinin..birde hep yere diz üstü otururdu hiç bağdaş kurarak oturduğunu görmedim.. saatlerce öyle oturmasına rağmen dizleri ağrımaz uyuşmaz mıydı bilemedim.. ''oturamam kızım ben öyle alışmışım'' derdi.. üstelemezdim bende.. her dede de olduğu gibi benim dedemin de şapkası vardı..:) ve o şapkasız asla dışarı çıkmazdı.. bir sefer muzipliğim tutmuştu almıştım başından şapkasını..'' başım üşüyor demişti de.''  ben çok üzülmüştüm o öyle deyince.. anlayamamıştım çünkü onu..:( bir de dedemin gözlükleri vardı yakın gözlüğü, uzak gözlüğü, güneş gözlüğü.. akşamları güneş gözlüğü takardı.. gündüzleri güneşli günde normal diğer gözlüklerini takardı.. takılırdım dedeme.. '' dede Allah'ını seversen gece gece güneş gözlüğü takılır mı ? '' diye... :)) ama bir şey demezdi gene.. bir de saati vardı dedemin hatta saatleri köstekli cep saatleri... ona saat sorulduğunda sanki ona büyük bir görev verilmiş edasıyla saatini cebinden çıkarırdı ve söylerdi..çok hoşuna giderdi... işin komik yanı çalışmazdı saatler.. bir sefer denk geldi dede çalışmayan saati ne diye yanında gezdirirsin derdim.. cevap vermezdi...:) ama onun hoşuna gidiyordu.. bana hatıra bırakmasını istemeiştim kösteklilerden bi tanesını bana vermesını ıstemıstım.. bozuk olan çalışmayanı vermişti..:) hala durur ben de bir de tespihi var cebinden eksik etmediği... Abdurrahman dedemden son kalan hediye bir çalışmayan bozuk bir köstekli saat, bir de tesbih.. tesbihte nasıl benim oldu.. rahmetli dedem vefat edince annem tesbihini bizim evin ordaki camiiye bırakmış bir ramazan ayında konusu geçince kızmıştım.. teravih namazını kılmaya gittimizde camiiden yürüttüm dedemin tesbihini..:) anneme söyledim kızdı tabi ama yapacak bir sey yoktu.. benim olmuştu artık o tespihh...:) azcık aksi adamdı ama o da varsın olsundu.. sonucta kolay degıl 7 evlaat buyutup evlendırmek... bayat ve cevresındee yaptıkları hayır çeşmelerınden bahsederdıı.. caddede emırdağa dönmek için bazen mınıbus, otobus beklerken gösterırıdı elıyle uzakları  '' su tepenın etegınde, su dagın ardında çeşmelerimiz ''  diye.. Şuan da onlar Hak dünyada ben ise yalan unutmadım sizleri dede sizleri düşünerek üzerime  düşen torunluk vazıfesını yapmaya çalışıyorum ölsenizde yasinler, fatihalar, sureler gönderiyorum ruhunuza.... Rabbim ulaştırıyodur, kabul ediyordur inşallah.. Rabbim mekanınızı cennet eylesın.. nur ıcınde yatın ınsallah...